29 Mayıs 2011 Pazar

KIZIMIN SÜSLÜ ÇORAPLARI

Rüzgarın ve serin havanın hüküm sürmeye devam ettiği bulutlu bir günden ve Trakya'dan herkese Merhabalar....

Bu gün, kızımın kıyafetlerini tamamlamaları için renklendirdiğim çoraplarla karşınızdayım...


Çorapları bir marketten 6'lı paketler halinde alırken aklımda böyle bir fikir yoktu aslında. Sadece fiatları çok uygun geldiği için almaya karar verdim.(Tanesi 50 kruşa geldi bu şekilde...) Fakat ardından aynı renkteki çorapları farklılaştırmaya karar verdim....


Ve.. ortaya bu çalışmalar çıktı... Kurdele, düğme, daha önceden bir yerlerde kullanırım diye yapıp, bir kenarda sakladığım minik katlamalı güller... Hepsi tek tek aldı yerlerini kızımın çoraplarında....


Renk seçimini bebeğimin kıyafetlerine uygun olarak belirledim.. En sevdiğim renklerden biri olan pembeye kız annesi olarak tabi ki torpil geçtim....


Ve.. artık çoraplarımız kızımın giymesi için dolaptaki yerlerini aldılar..

Herkese Mutlu Haftalar, sevgiler....

26 Mayıs 2011 Perşembe

BASİT PEÇETE HALKALARI

MERHABA , Sevgili Dostlar; yapılışı son derece kolay mutfağınıza, sofranıza renk katacak peçete yüzükleri ile karşınızdayım...


Peçete yüüzklerimizi yapmak için küçük demetler halinde satılan lateks çiçek demetlerinden istediğimiz renkte alıyoruz... Bu küçük çiçek buketlerindeki çiçekleri eşit sayılarda grupluyoruz... Ardından bir araya getirdiğimiz çiçeklerimizin saplarını istediğimiz genişlikte çember haline getiriyoruz....(ben bitmiş aliminyum folyonun kartonundan yararlandım..)

Son olarak eşit uzunluklarda kestiğimiz kurdelelerimizi çember şekline getirdiğimiz çiçek saplarının etrafına dolayıp, fiyonk yapıyoruz.... Yapımı son derece kolay ve ekonomik olan peçete yüzüklerimizi yaklaşık yarım saat içinde tamamlıyoruz ve soframızı süsleyeceği zamanı beklemek üzere hazırlıyoruz...(Anlatması yapmaktan daha uzun sürdü...)

Sevgiler....

23 Mayıs 2011 Pazartesi

1 METRE KAPİTONE İLE MUTFAK GÜZELLEŞTİRMECE.....

MERHABALAR, Sevgili Dostlar;
Kızımın doğum günü hazırlıkları esnasında, yeni aldığım mutfak takımını tamamlamak için diktiğim kapitone mutfak aksesuarları ile karşınızdayım..... Çalışmalarım ekmek çantası, damacana örtüsü ve poşetlikten oluşuyor....

Mutfak aksesuarlarımızın yapımında kapitone kumaş , çeşitli renklerde organze fırfırlar, yaprak bordür ve çeşitli renk ve kalınlıklardaki kurdeleler kullanıldı...


Çalışmalarımın ilk parçası ekmek çantası.... Kapitone ile dikilen ekmek çantası, uygun renkteki bir kumaşla astarlandı, ardından sapları ve kapağı monte edildi...Bu işlemlerden sonra sıra geldi süslemeye... Yaprak bordürünün ucuna yerleştirilen katlamalı güller ve yeşil organze fırfır ile çantamız tamamlandı....

Ardından ekmeklerin afilli bir çantada yaşamasını kıskanan damacanamızı, yazın suyumuzu serin, kışın da ılık tutması için damacanamızı giydirdik...


Damacana örtümüzü yaparken , damacana genişliğinde , 2 adet daire parça keserek başlıyoruz..Daire parçalarımızdan birine damacananın gövdesinde kullanacağımız kumaşı hafif pililer yaparak monte ettikten sonra 2. daireyi damacana örtümüzün iç kısmına gelecek biçimde monte ediyoruz...Böylece Damacana örtümüzün iç kısmı da temiz olmuş oluyor...


Tabii, dairelerin damacananın ağız kısmı için ortasına küçük daire pencereler açmayı unutmuyoruz....
Ardından yeşil kurdeleden yaptığımız fiyonkların ortasına katlamalı güllerimizi yerleştirerek ve organze fırfır ile süsleyerek damacana örtümüzü tamamlıyoruz...Son olarak damacana örtüsünün arkasına kurdele monte ederek sabitliyoruz...


Ve... sıra geliyor her mutfağın olmazsa olmazı poşetliğimize....Silindir şekline getirdiğimiz kapitone kumaşın her iki ağız kısmını da kurdele ile büzerek poşetliğimizi dikiyoruz....


Ardından organze fırfır, dore güller ve yaprak bordürü ile poşetliğimizi tamamlıyoruz...


Ve.. tamamen el yapımı olan çalışmalarımızı mutfağımıza renk katmak üzere görev başına gönderiyoruz...


Bu çalışmalara ek olarak bir de peçetelik yapmayı planlıyorum en kısa sürede... Bu çalışmalar dışında mutfak için kullanışlı bir kaç aksesuar daha yapmayı planlıyorum.... Önerilerinizi bekliyorum...

Herkese Mutlu haftalar...

Sevgiler....

17 Mayıs 2011 Salı

KÜPE ÇİÇEĞİ İĞNE OYALI FULARIM...

Merhabalar segili Dostlar !...
Kıyafetlerimi kombinlerken çok severek kullandığım iğne oyalı fularım ile karşınızdayım... Ne yazık ki ben iğne oyası yapmayı bilmiyorum. Bu fular anneciğimin hediyesi... Bu fuları her takışımda annemin llerini boynuma sarılmış hissederim ve memleketimden uzak olmamın acısını yüreğimde hissederim...


İğne oyası yapnmayı bilenler öneği çıkarabilsinler diye oyanın yakından çekilmiş halini de eklemek istedim....


Yeni paylaşımlarla buluşmak dileğiyle....
SEVGİLER....

11 Mayıs 2011 Çarşamba

SANDY TOLAN , LİMON AĞACI VE 100. YAZIM...

“ Bu kitapta tasvir edilen ev gerçek bir yerdir ve bahçesindeki li­mon ağacı da gerçek bir ağaçtır. Eğer Batı Kudüs terminalinden bir otobüse binip, batıya, Akdeniz’e doğru, tepeleri çıkıp inerse­niz ve bir zamanlar Filistin olarak bilinen ancak şimdi İsrail’in bir eyaleti olan, telaş içinde koşuşturan insanlarla dolu sanayi şehrine gelene kadar iki şeritli yolu takip ederseniz, bu yeri kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Otobüsten indikten sonra, Herzl Bul­varı adıyla bilinen kalabalık ana caddeden aşağı yürümelisiniz, manavları, kebap tezgâhlarını ve kıymetsiz eşyaların ve ucuz el­biselerin satıldığı mağazayı geçin ve sola dönerek Klausner adıy­la anılan caddeye girin. İşte burada, bir sonraki köşede harap benzin istasyonunu ve caddenin karşı tarafında sütun gibi dikil­miş çiti, bahçesinde uzun bir palmiye ve krem renkli taşları olan gösterişsiz bir ev gözünüze ilişir.
İşte burası dersiniz kendinize. İşte iki tarihi bünyesinde ba­rındıran ev. Bahçesinde limon ağacı olan ev.” 

Limon Ağacı romanından



1967 yılının yaz aylarında, Altı Gün Savaşı’ndan uzak olmayan bir tarihte, genç bir Filistinli adam ve iki arkadaşı İsrail’in Ramla kasabasına giderler. Onlar kuzendir ve yaklaşık yirmi yıl önce ailelerinin terk etmek zorunda kaldığı, çocukluklarının geçtiği evi görmek isterler. Bir kuzenin yüzüne kapı kapanır, diğerinin ailesinin evi okula dönüştürülmüştür fakat öbür kuzen olan Bashir, kendisini içeri davet eden Dalia tarafından karşılanır.
Bir Arap ve bir Yahudi ailesinin ilişkilerinin başlangıç noktası budur. Bashir babasının dikmiş olduğu limon ağacında bir sahipsizlik ve işgal duyguları içinde olur. 1948 yılında küçük bir çocuk iken Bulgaristan’dan kaçak olarak gelmiş olan Dalia Soykırım tarafından yok edilen bir umut ışığı görür. Onlar kaçınılmaz olarak kendi yazgılarını yaşamışlardır ve bu İsrail-Filistin tarihinin bir küçükevrenini oluşturmaktadır.
İki genç insanın başlattığı diyalog bölgenin barış umudunu ortaya koymaktadır. Limon ağacı simgesel olarak bölgede huzurun mümkün olduğunu anlatmaktadır.
Olağanüstü bir öykü ve kurgusal olmayan bir anlatıma sahip olarak sizi saracak.
—Sunday Times





Bir Arap, Bir Yahudi ve Ortadoğu’nun Kalbi
Dalia ve Beşhir’in muhteşem öyküsü
“Bu büyüleyici kitap bir ülkede bitip tükenmeyen merhamet, ıstırap ve umudun resim gibi dokunmuş halidir. Bugüne kadar dünyada en acımasızca tartışılan ve en yoğun irdelenen İsrail-Filistin anlaşmazlığının insani boyutlarını çok az kitap bu kadar dürüst ve detaylı bir şekilde ortaya koymuştur. Bu acı verecek kadar güzel öykü, kitap bittikten sonra bile insanın aklında kalmaya devam ediyor.”
—ELİF ŞAFAK, Yakın Doğu Araştırmaları Profesörü, Arizona Üniversitesi












Limon Ağacı konusu ve içeriği bakımından hassas bir konuyu işliyor...Konunun hassasiyeti ve konu işlenirken yer verilen ayrıntılar, kitabı okurken beni yorsa da tamamlamayı başardım.Ancak kitabı özetlemeyi başaramadığımdan kitabın arka kapağından ve içinden alıntılar yaptım.... 



Bu arada blog yazılarımda 100'e ulaşmanın keyfini yaşıyorum... Blog yazılarıma başladığımdan beri beni yalnız bırakmayan tüm blog dostlarıma teşekkür ederim... Blogumunda bundan sonra daha sıklıkla yer almasını istediğiniz konularla ilgili beni yorumsuz bırakmazsanız sevinirim... 



sevgiler.... 


NOT: YAZI BİZZAT, ÇEKMİŞ OLDUĞUM FOTOĞRAFLARIN BİLİNMEYEN BİR SEBEPTEN ZARAR GÖRMESİNDEN DOLAYI YENİDEN DÜZENLENMİŞTİR. 


100 (GÖRSEL ALINTIDIR.) 

8 Mayıs 2011 Pazar

TEŞEKKÜRLER KIZIM...


Hayatıma girerek, bana "ANNELER GÜNÜ" gibi çok güzel ve anlamlı bu günü armağan ettiğin için teşekkür ederim kızım..