27 Mart 2011 Pazar

İSTANBUL HATIRASI VE AHMET ÜMİT.....

"Yaşadığın şehir özgür değilse, sen de özgür kalamazsın!..

Byzantion'dan İstanbul'a uzanan heyecan yüklü, tarihsel bir serüven...

Yedi hükümdar, yedi kadim mekân, yedi gizemli olay ve yalın bir gerçek! "

Yani tam bana göre bir serüven... 7 rakamına takıntım olduğunu daha önce sizlerle paylaşmıştım....Yukarıdaki tanıtımı görünce internette mutlaka bu kitabı okumalıyım dedim......


 Romanlarında zengin bir tarihi arka planı polisiye kurgu içinde vermekteki ustalığı ile bilinen Ahmet Ümit'in bu romanı da yine peş peşe işlenen cinayetlerin çevresinde kurgulanmış. Ancak bu kitabı sıradan bir polisiye romandan ayıran birçok özellik var. Her şeyden önce zengin kadrosu ile İstanbul Hatırası, çeşitli kesimlerden İstanbulluyu bir araya getirerek içinde barındırdığı alt öykülerle zengin bir yapı sunuyor. Birbirine bağlanan bu alt öyküler bir yandan gerilimin etkisini artırırken bir yandan da romanı şenlikli ve çok yönlü bir yapıya ulaştırıyor.


Kitabın bir başka önemli özelliği de İstanbul hakkında son derece detaylı bilgi içermesi. Kurgunun içine yerleştirilen bu bilgiler hem okumayı daha meraklı hale getiriyor hem de tarih aracılığıyla çok günümüzün dışındaki öykülerin de kurguya yerleşmesine imkan tanıyor. Böylece Ahmet ümit'in İstanbul Hatırası adlı romanı, başka başka dönemlerin öykülerinin eşliğinde, günümüz İstanbul'unun geniş bir panoramasını oluşturuyor. Tutucusundan modernine, eski İstanbullusundan yeni göç etmişine, milliyetçisinden gayrı Müslim'ine varana dek İstanbullu diye adlandırılabilecek herkes bu kitabın içinde kendi öyküleriyle birlikte İstanbul'un devasa çarklarının dişlilerini dile getiriyor. Binlerce yıllık tarihiyle İstanbul başrolü oluştururken romana girip çıkan her karakter de İstanbul'un nasıl İstanbul olduğunu aktarıyor

Sarayburnu’nda Atatürk heykelinin ayaklarının dibine ceset bırakılır.Cesetin elinde sıkıştırılmış Kral Byzas sikkesi vardır. Cesedin, Topkapı müzesinde çalışan müdüre hanım Leyla Barkın’ın kocası olduğu anlaşılır.

Komiser Nevzat ve arkadaşları Ali ve Zeynep,cinayeti araştırmaya başlarlar.Bu arada cesedin eline sıkıştırılan Kral Byzas sikkesine ait İstanbul’un o dönemi masaya yatırılır.Tarih bilgileri çarşaf gibi okuyucunun önüne serilir.

Komiser Nevat’ın Leyla Barkın’ı sorgulamasında katilin “Leyla” olabileceği varsayımı üzerinde gelişmeler devam ederken ikinci bir cinayet daha işlenir.

Çemberlitaş Meydanında Konstantin Sütunun dibine bırakılan sehir planlamacısı olan Mukadder Kınacı’dır. Bu cesedin de elinde Konstantin sikkesi vardır. Bu cinayetin katili araştırılırken “Konstantin” dönemi anlatılmaya başlanır.

Sonra peşinde diğer cinayetler devam eder. Gazeteci Şadan Duruca’nın elinde 11.Teodas sikkesi ve cesedin bırakıldığı mekan Yedikule Altınkapı, Mimar Teoman Akkan’ın elinde Jüstinyen sikkesi cesedin bırakıldığı mekan Ayasofya müzesi… Cinayetler böyle devam eder. Yedi ceset,İstanbul’un değişik mekanlarına boğazları kesilmiş vaziyette bırakılır.

Katiller araştırılmaya devam ederken; Polis Ali ve polis Zeynep arasındaki aşk ilişkisinden bahsedilir zamanla.

Komiser Nevzat, çocukluk ve ilk gençlik dönemlerindeki anılarına döner.Şair arkadaşı Yekta ve Veteriner olan Demir’den bahseder. Okuldayken üç arkadaşın aşık olduğu Handan’dan anlatır.

…katilin aranması son hızıyla devam eder. Ta ki turizm şirketinin sahibi Aden Yezdan’a kadar sürer,bu kovalamaca.

Katil, acaba hangisi diye devam ederken; İstanbul’un tarihinin anlatımı bütün detaylarına dek devam eder.

Sonunda katil,bir kişi beklenirken ikiye çıkar. Ve Komiser Nevzat’ın hiç beklemediği kişiler: okul ve mahalle arkadaşları Demir ve Yekta.


Kalın olmasına rağmen harika bir roman .

Herkese tavsiye ederim…

Not: Fotolar netten alıntıdır...

2 yorum :

  1. Gerçekten güzel bir romana benziyor canım,kitap okumaya epeydir ara verdim ama çokta özledim.

    YanıtlaSil
  2. Bu kitabı elimden düşürmeden okumuştum, aslında kalın ve büyük kitaplar sıkıcı gelir bana, bu bir ilk oldu :)

    YanıtlaSil

Yorum yazmak için vakit harcadığınız için Teşekkürler...

Yorumlarınız benim için değerlidir.ELLERİNİZ DERT GÖRMESİN..SEVGİLER...

Yorumunuz blog sahibininin onayından sonra görülecektir.