22 Ağustos 2011 Pazartesi

SİYAH MEVLÜT ÖRTÜSÜ

Merhabalar Sevgili Dostlar,

Yorgun bir haftadan hepinize kocaman sevgiler, İnternetim henüz bağlanmadığı için sayfamı ancak, abime geldiğim zamanlarda güncelleyebiliyorum... Görüşemediğimiz bu süreçte gönlümüze göre bir ev bulduk ve taşındık.. Yerleşmenin de büyük bölümün hallettik... Yeni ev olduğu için eksiklerimiz çok tabi ki.. Tayin ve taşınma ile ilgili güzel dileklerini esirmeyen herkese gönülden teşekkürler..Bu arada daha önce fotolarını çekip taslak olarak hazırladığım, yine çeyizimden iğne oyalı mevlüt örtümü de paylaşayım sizlerle..


Örtümüz diğerlerinden farklı olarak siyah kumaş üzerine çalışılmış.. Aslında bence diğerlerinden daha kullanışlı.. Çünkü kıyafetlerle uyumu daha kolay oluyor..


Örneğin yakından görünüşe de böyle.. Örneği çıkarmak isteyenlere yardımcı olur herhalde.. İnternet bulabildiğim her ortamda görüşmek dileğiyle sevgiler...

14 Ağustos 2011 Pazar

AHMET ÜMİT VE 700 YILLIK AŞK "BAB - I ESRAR"

Merhaba Sevgili Dostlar;

Yine Ahmet Ümit'in bir kitabıyla karşınızdayım...Kitabımızın adı; Bab-ı Esrar...
Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için… diye tanımlıyor kitabı okuyanlar.. Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti'ni konu edinmiş kitabımız...


Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile Mevlânâ
Bab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor.


Sigorta Şirketinde çalışan Karen (Kimya: Mevlana'nın manevi kızı ve Şems-i Tebrizi'nin eşinin ismi..) Bir otel yangınıyla Konyaya gelir.Yangının otel sahibi tarafından mı yoksa bir patlama sırasında mı çıktığını araştırır.Bu araştırmada ona Mennan yardımcı olur.

Aslında babası Konyalı olan Kimya Bu şehri pek sevmemektedir.Çünkü mevlevi olan babası onu küçükken bir arkadaşıyla giderek terk etmiştir.Bunun yanında Karen'in annesiyle babası da Konya'da tanışmışlardır.
Kimyanın babasının adını poyrazla cami avlusunda bulunduğundan konmuştur.Kimyanın babası dergahta büyümüştür.

Kitap Karenin Konya'da yaşadığı maceraları anlatıyor.Kitabımızın kahramanı Karen kendisine simsiyah giyinmiş bir adamın verdiği bir yüzüğün sırrını arıyor. Karen sonrasında bu adamın Şems-i Tebrizi olduğunu anlıyor.. Rüyalarına da giren Şems-i Tebrizi Karen'in Konyadayken Şemsin Mevlana ile yaşamını anlatıyor.
Romanımız suçlunun bulunması ve Karen'in çocuğu doğurmaya karar vermesiyle ve babası Poyraz'ın ölümüyle bitiyor.

MUTLU PAZARLAR..

SEVGİLER..

11 Ağustos 2011 Perşembe

SAYI İŞİ MEVLÜT ÖRTÜLERİ

Merhabalar; Sevgili dostlar,

Ev taşıma hazırlıkları arasında ancak fırsat bulabildim bloguma girmeye...Sizlere çeyizimden bir şeyler yayınlayıp kaçıyorum...


Kasnak kullanılarak yapılmış mevlüt örtülerim..


Mor ve lila mevlüt örtüsü

Pembe mevlüt örtüsü


Uç kısımlarına renklerine uygun iğne oyası yapılmış..


Ev bulma, taşınma ve yerleşme konusunda benden dualarınızı esirgemeyin..

Sevgiler..

Not: Bloglarınıza uğrayıp yorum yazamazsam kusuruma bakmayın.. Sağlıcakla kalın..

6 Ağustos 2011 Cumartesi

SENİ BEKLİYORUZ MİNİK BEBEK

Merhabalar Sevgili Dostlarım;

Geçtiğimiz günlerde tamamladığım, ekim sonunda aramıza katılması beklenen minik bir melek için ördüğüm (İnşallah "HALA" oluyorum) hırka ve patiklerle karşınızdayım...Daha önce pek çok arkadaşım yapmıştı bu "ALTIGEN HIRKA"dan ancak ben kendime göre yeni bir yorum katayım dedim... İnşallah minik sahibi ve annesi de bu şeklini beğenir...


Hırkamızın ve patiklerimizin yapımında 200 gr. Bonbon Lüx ve 100 gr. Kartopu Aknaz kullanıldı.  Başlayalım Hırkamızın son derece kolay yapımını anlatmaya....


Hırkamıza, önce 8 zincirlik bir halka ve altı adet 3 dolguluk grup yaparak başlıyoruz..


Ardından, 2. sırada 6 adet su taşı yapıyoruz...


Su taşı yaptığımız altı yerden artırırken, boşluklara da dolgu yapıyoruz.. ( Aslında yapımı Hanım Dilendi motifinin altıgen hali..)


15 sıra bu şekilde ördükten sonra, arka kısımdan ve kol üstlerinden yaka için yer bırakarak, birleştiriyoruz..


Birleştirme işleminden sonra gül kurusu renkli ipimize geçiyoruz ve hırkamızın yaka ve etek ucuna  fırfır yaparak hırkamızı hareketlendiriyoruz.. Kol ucuna da bir sıra dolgu yaparak yaka ile bütünlük oluşturuyoruz...


Son olarak, hırkamıza üç adet katlamalı gülü birleştirerek oluşturduğumuz, broşu kilitli iğne ile tutturuyoruz..


Hırkamız minik bir bedeni ısıtmaya hazır artık..


Ardından patiklerimize geçiyoruz.. Patiklerimizin yapımı da son derece basit.. Elips şeklinde yaptığımız tabanı yükselterek babet şeklini vererek patiğimizi yapıyoruz..


Patiklerin bileğine yerleştirdiğimiz kurdelelerle patiklerimizi tamamlıyoruz.. Böylece patiklerimiz de minik ayakların kullanımına hazır.. İnşallah bebeğimizi sağ salim kucağımıza alırız... Bebeğimizin annesi de bir avazda kurtulur.. Dualarınızı minik bebeğimiz ve annesinden eksik etmeyin..

SEVGİLER..

MUTLU HAFTASONLARI..

3 Ağustos 2011 Çarşamba

YAZIN MUHTEŞEM İKİLİSİ - 2

MERHABALAR... Bundan daha önce YAZIN MÜTHİŞ İKİLİSİ adıyla yaz için ördüğüm örgü şapka ve örgü çantamı tanıtmıştım...Yine yaz için ördüğüm bir şapka ve çanta ile karşınızdayım.. Renkleri yazın kullandığım renklere uygun olarak seçtim..


Şapka ve çantayı yine merserize iple sık iğne olarak çalıştım.. Başın genişliğine ulaşana kadar arttırarak, ardından arttırmadan ördüm... 


Gölgelik kısmına gelince de arttırarak çalıştım. Son olarak, oya ile tamamladım. Üzerine ördüğüm çiçek ve yapraklarla desen oluşturarak monte ettim...


Çantayı ise, yine sık iğne ile oval şekil vererek yaptım. Oval şekil verdiğim örgüyü ikiye katlayıp, yan ve üst kısmını yaptıktan sonra fermuarını diktim..


Sapını da yine aynı renklerden örerek, çantaya monte ettim.

Çanta ve şapka üzerine oluşturduğum desene uygun olarak çiçek ve yaprakları monte ederek şapka ve çantamı tamamladım.


Çanta üzerine yine çantanın renklerine uygun bir nazar boncuğu ekledim...
Ve... şapka ve çanta takımımız, kullanıma hazır... Hangisini daha çok beğendiniz... Fikrinizi paylaşırsanız sevinirim...


Bu arada eşimin ÇORLU'ya tayini çıktı.. Aslında bulunduğumuz yerden SARAY'dan çok memnunduk. Ancak, Ayşe Elif'in tedavisinin Saray'da tam anlamı ile yapılamaması, Fizyoterapistimizin ders saatlerinin Ayşe Elif'e yetmemesi, bu kararı almamıza sebep oldu... İnşallah Hayırlısı olur... Bu süreçte bloguma ve bloglarınıza yeterince uğrayamazsam beni mazur görün... Malum ev taşıma hazırlıkları çok kolay değil...İnşallah gönlümüze göre bir ev buluruz ve bir an önce taşınırız... Bir de benim durumum belli değil. Henüz tayimin çıkmadı. İnşallah bu konuda bir çözüm üretebiliriz...

Şimdilik hoşçakalın... 

SEVGİLER.. 

Görüşmek üzere... Sevgiler...